ŞiRleR

alevi_babe5_1_.gifya_allah_ya_muhammet_ya_ali.gif

GURBAN OLURUM 
  
cenaballah bana verse yetkiyi
 arınır ben ona gurban olurum dünyamdı nebadeti bitkiyi
yorulur ben ona gurban olurum

köyümün adamı başımda tacım
 büyüğü anamdır küçüğü bacım
halama eme derim ablama ecim
gurulur ben ona gurban olurum

yaradanım evlat vermiş nur gibi
gelin vermiş torun vermiş gar gibi
dost bulunmaz ana ile yar gibi
sarılır ben ona gurban olurum

selam vermem hırsız ile fesada
oturmadım köşelerde masada
muhanet comardı kasabısada
ayrılan yoluna gurban olurum

benzedirler serseriye abdala
gönül bir olursa benzer birdala
nice çile çektirdiler erdala
sürünür ben ona gurban olurum. 
ERDAL YILMAZ

Çam DEDE

Dalların uzun yapraklı;
Çalarlar yanında pilavı, sazı;
Senin altında eğlenir bu köyün oğlu,kızı;
Ezelden borçluyuz sana Çam Dede.

Köyün batısındadır senin yerin;
Dalların uzun,yeşil,serin;
Herkes senin neferin;
Ezelden borçluyuz sana Çam Dede.

NACİ ARAS

KÖYÜMÜZE DÖNELİM

samsun yoluna hiç girmedinizmi
sıklık boğazından dönmedinizmi
garipçe deedeye yüz sürmedinizmi
haydin köyümüzee dönelim gençler

abdal musa cemi yürümüş görmeedinizmi
kurna pınardan su içmedinizmi
cemde semah dönmedinizmi
haydin semah dönelim gençler

bu şehir bu gürültü bizi boğuyor
çiğdemlikte bacılar madımak topluyor
şenliklerde kazanlarımız kaynıyor
siz hiç madımak yemedinizmi

çam dedemiz yalnız kalmış ağlıyor
belan pınardan içen yok suyu kuruyor
ihtiyarlar bizleri bekliyor
haydin köyümüze dönelim gençler

bu kıraç topraklar oy kimin yurdu
emperyalizm bizi can evimizden vurdu
seksenli yılların sonucu buydu
haydin köyümüze dönelim geençler


süleyman yılmaz

YOK.YOK

YALNIZ KALDIM TUTUNACAK DALIM YOK

AĞIR BİR KAVGADAN YENİ ÇIKMIŞIM

YARAMI SARACAK KİMSE YOK

DİRENMİŞİM EZİLMİŞİM

OLSUN Bİ UĞURDAYSA HİÇDE ÖNEMİ YOK

BİZİM YANIMIZDA YOK HER YANLIŞA EYVALLAH DİYENİN YERİ

ELBET BAŞKA İNSANLAR VARDIR KEMİKLE BESLEYEN İTİ

ALDATIP DOLANDIRIP FUKARAYI YETİMİ

ADAMIM DİYEREK GEZENLER ÇOK

BŞZE ACAYİP GELİYOR TABİKİ

HALBUKİ ADAMDA ADAMLIĞIN İNSANLIĞIN ZELLESİ YOK

YAKIP MANGAL DAĞLARDA

İNİP ŞEHRE BARLARDA ALEM EDEN

KENDİNİ HEPTEN İÇKİYE VEREN

ELE GÜÇ YETİREMEYİP EVDE KARISINI DÖVEN

ARDAMARI ÇATLAMIŞ GEYİKLER ÇOK

ŞEREFSİZİ VURUP HAPSE DİŞEN

ZORBANIN ÖNÜNE GEÇİP GÜNAHTIR DİYEN

GEREKİRSE EKMEĞİNE SOĞAN DÜRÜP YİYEN

YİĞİTLER ÇOK MERTLER ÇOK

 

 

        GÜZELDİR

Dayanılmaz bizim köyün kışına
Yazlarıyla Palabıyık güzeldir
Bi soralım neler gelmiş başına
Özleriyle Palabıyık güzeldir

Aydından gelmiş ecdadı soyu
Çayırda yetişmiş kuzusu tayı
Ben böyle yer görmedim
Gezdim dünyayı
Düzlerinen Palayık güzeldir

Garpi baba zeynalların olasın
Battal Gürbüz birde armut dedesin
Pelit ile çam dedeye gidesin
İzlerinen Palabıyık güzeldir

Çalın dası çamın kuşu
Pamukçunun kirezi
2000'de şehre gitti birezi
Unutulmaz 80'lerin yarası
Azlarıyla Palabıyık güzeldir

Çayıra çiçekler serilmiş halı
Arılar yapıyor çeşitli balı
Hele haziranda gör festivali
Sazları ile Palabıyık güzeildir

Nice orduları misafir olan
Gece adamları yazıda bulan
Hüzünlenip bazen uzağa dalan
Gözleri ile Palabıyık güzeldir

Erdal bağlanmıştır kendi köyüne
Vurulursun vadisine koyuna
Gelir isen düğününe toyuna
Kızları ile Palabıyık güzeldir 

erdal yılmaz

DÜŞLER TARLASI

bir çift ela göze vurulduğumda,
uçsuz bucaksız bi çolü aşmaya,
gönüllü bir körün cesareti vardı bende.
gemileri sevdiğim kızın kapısına dayıycakkadar hünerli,
her gece onun uykularına girecekkadar sevdalıydım.
kalbinin şatosundan içeri süzülürken,
muafızları bir yumrukla yere serecekkadar kudretliydim.

sevdamı yitirdiğim o ilk günler başka dünyalardaydım,
kapıları kilitledi bütüm umutlar.
her sabh sevdamın kokusunda uyandım,
ne şarkılar fayda etti nede yumrukladığım duvarlar.
hangi sevda yarasına derman bulunmuşki, benimkine bulsunlar.

üstünden atlayıp kendi cesaratimin mahşer günün arefesinde kala kaldım,
bu şehir her gece üstüme yıkılırken,
içimdeki sevdadan gururdan olacakı dimdik ayakta kalmayı başardım.

sevdamın özgür kuşları her gece alnından vuruldu,
kiralık coşkular bile yüz vermedi bana,
ruhum bedenimi taşımaktan yoruldu.
uzayan bir yaşamakla kısalan bir ömrün savunmasını yazdım,
üzerime yıkılan bu şehirde her gbece usul usul ıslandım,
çaresizlik sokağında kendimle vedalaştım,
olümdü belki önümdeki acı gerçek belkide ulaşacaktım.

yorgun adımlarla yürüdüğüm sokaklar
ve akşamın kızıllığı
terk etmeye hazırlanırken bu şehri
karşımda buldum sevdiğim kızı
ogece el ele verip yaptığımız duvarları yıktı tam unuttum diyordum bir kere daha hissettim şuramda sızısını
üstelik yanında tabancı bir masal kahramanı vardı
cehenneme bir bilet dedim kendi kendime kalbime hükmetmeyi denedim nafile
oan öfkemin karanlığında yakarak kendimi tükettim
her şeye rağmen sessiz kalmayı denedim

lodasa yakalanmış martılar gibi yıkıldım
çivi gibi tam orta yere çakıldım
yalan dünyamın hayali kahramanı
ilk çıkmaz sokağımdın
ben seni anlayabilmek için çalışmaktan usanmıştım

boş bir çuval gibi kapanmıştım odalara
nasıl olurdu benim
sevdiğim kız başkasının kollarında
fark ediyordum
ezilen bir izmaritim hala
ve yanan bir izmarit kızın yanında
bas bas bağırıyordu
maviyi ele geçirmiş kara bulutlar gibiydi ellerini kızın eline kitlemiş
küfür ediyordu sanki

silahlarla donanmış bir şehri zabt etmeye
meyilli bir sevda kahramanıydım sesim bir ağustos böceği gibi savaş alanına düştü
belkide cayır cayır yanacaktım
biraz geç oldu ama anladım
ben bu sevda öyküsünden uyarlanmış bu filimde
sadece bir figurandım
love1.gif

ÇAM DEDE

Sevgisiz kainat rahmetsiz olur
Gönül deryasına daldın Çam dede
Bu celal ihtişam nerden gelir
Mührü Süleyman'danmı aldın Çam çam dede

Ululuğna hiç şüphe yok ulusun
Nerde doğdun hangi toplum ulusun
Selçuklulardan mısın Osmanll mısın
Buraları nasıl buldun Çam dede

Yedi asır tarihin var yaşın var
Yüzyıllara meydan okur başın var
Ne dostun var ne ahbabın eşin var
Issız bir sahrada kaldın Çam dede

Söyle kaç susuza bade doldurdun
Kaç boynu büküğün yüzün güldürdün
Sigil illetini senmi kaldırdın
Niçe derde deva kaldın Çam dede

Dalında sallandık gölgende yattık
Dibinde dostlarla muhabbet ettik
Gamı kasavetibir yana attık
Bizimle oynayıp güldün Çam dede

Ne makamda ne unvanda gözün var
Ne klleşsin ne riyâkâr yüzün var
Battal gaziden kalmış izin var
Bu unvanıkimden aldın Çam dede

Koğ gıybet bilmezsin yalan bilmezsin
Hilebaz degilsin dolan bilmezsin
Düzen yağma çapul talan bilmezsin
Ulu pirden ögütmü aldın Çam dede

Bşın dimdik onurunla yaşarsın
Bu ömrüne kendin bile şaşarsın
Rüzgarla kükrersin aşkla çoşarsın
Başımıza serdar oldun Çam dede

Kemal olmuş senin hüznün zarısı
Peteksiz kovanın kalmaz arısı
İnsaf degilmi imanın yarısı
Kaç baltaya karşı geldin Çam dede

KEMAL ÖZGÜR



KÖY OLMAZ

gönül gurbet ağır gelir dön gayri
elin yurdu mekan olmaz köy olmaz
yorganına göre uzan sen gayrı
bir cıbırdan ağa olmaz bey olmaz

bahar gelir dağda tipi üşenir
lale sümbül mor menekşe döşenir
yiğit ata biner kılıç kuşanır
korkaklarda mızrak olmaz yay olmaz

bil alim olanın ilimi vardır
mazluma zulm etmek yiğide ardır
götürde derdini tabibe sardır
üfürükle azgın yara iyi olmaz

bir kahvede vardır kırk yıllık hatır
irfan meclisinde kamilce otur
eğer söz verdiysen yerine getir
mert kişide türlü türlü huy olmaz

aşıklar posta der telli turnaya
kim itibar eder susuz kurnaya
keman sesi veremessin zurnaya
karga bülbül olmaz baykuş toy olmaz

bu ne gizli sırdır nede muamma
her cins atasından geçer yaşama
her kısrak katır doğurur ama
bir eşşekten asla yaman tay olmaz

kemal derki aman işine alış
zarar eylediysen dönmeye çalış
başına gelene var sende danış
yitik bulunursa emek zay olmaz

KEMAL ÖZGÜR

YANAKLARI AL OLMALI

gönül bir güzel sevince
güzel biraz el olmalı
zülüf gerdanı dövünce
yanakları al olmalı

gamzasinde gül açmalı
kokusu misler saçmalı
insan kendisinden geçmeli
leblerinde bal olmalı

fistan yakışmalı boya
dili naz vermeli huya
sarılınca doya doya
ince kıvrak bel olmalı

güzel beni etmez merak
yaşım geçmiş solmuş irenk
sevmek benim neme gerek
gönüldeki sel olmalı

kemal niçin gülmüyorsun
ne yaptığın bilmiyorsun
ipe sapa gelmiyorsun
seni seven deli olmalı

KEMAL ÖZGÜR

 

YANAKLARI AL OLMALI

gönül bir güzel sevince
güzel biraz el olmalı
zülüf gerdanı dövünce
yanakları al olmalı

gamzasinde gül açmalı
kokusu misler saçmalı
insan kendisinden geçmeli
leblerinde bal olmalı

fistan yakışmalı boya
dili naz vermeli huya
sarılınca doya doya
ince kıvrak bel olmalı

güzel beni etmez merak
yaşım geçmiş solmuş irenk
sevmek benim neme gerek
gönüldeki sel olmalı

kemal niçin gülmüyorsun
ne yaptığın bilmiyorsun
ipe sapa gelmiyorsun
seni seven deli olmalı

KEMAL ÖZGÜR

 

GARDAŞ

 

şansmı talihmidir bilemiyorum

kader benim ile gelmedi gardaş

nedense el gibi olamıyorum

isteğim yerini bulmadı gardaş

 

ne iş varsa hepsini denedim

baykuş gibi viraneye tünedim

birde aşıklığı sınayım dedim

o iştende yüzüm gülmedi gardaş

 

bulabilsem yine razıyım aza

konserlerde kaldı gelecek yaza

seksen milyon verdim şu kötü saza

beş kuruşu nasip olmadı gardaş

 

tacir oldu bela oldu ihtisap

alışverişlerde tutmadı hesap

nasip dağıdırken comardı kasap

sıra bana geldi kalmadı gardaş

 

tertemiz denizde batağa çattım

yüze çıkamadım hep dibe battım

hastalandım evde aylarca yattım

hiç kimse kapımı çalmadı gardaş

 

birtek kuruş atamadım küpüme

arsa aldım el koydular tapuma

borç alına icra geldi kapıma

şu garip halimi bilmedi gardaş

 

yüzsüzleştim artık yüzüm pek oldu

üreten yok tüketene ek oldu

geçimimde babam bile yük oldu

yüz yaşını geçti ölmedi gardaş

 

kemal derki geçim iyice zorlaştı

enflasyon yokluk ile birleşti

inek aldım memeleri körleşti

bir türlü sütünü salmadı gardaş

 

KEMAL ÖZGÜR

ali_hasan_huseyin.jpg 

 

 
 
 
 
 
 



Bu sayfa hakkındaki yorumlar:
Daha hiç yorum yapılmamış


Bu sayfa hakkında yorum ekle:


E-mail adresiniz:
Siteniz:
İsminiz:
Lütfen yukarıdaki kodu giriniz:
Mesajın:

 
SOMEGE SAATİ